İngiliz girişim sermayesinin tarihi, piyasa başarısızlıklarının büyük olduğu 1929'da başlar. Firma finansmanı ilk Maliye ve Sanayi Komisyonu (Macmillan Komitesi) tarafından kabul edilmiştir. Endüstriyel ve Ticari Finansman şirketlerinin oluşturulmasını finanse etmek için 1945'te bankalar ve İskoç bankaları birleşti. İngiltere Bankası bu formasyonu baştan beri destekledi ve ICFC, İngiltere'nin en büyük girişim sermayesi fonlarından birisi haline gelmeyi başardı (Aktaş, 2014: 161). “Avrupa ülkeleri içerisinde girişim sermayesi açısından en gelişmiş ülke İngiltere'dir. İngiltere'deki bu sermayenin kaynağını büyük holdingler, devlet, yöresel kalkınma üniteleri ve bireyler oluşturmaktadır” (Çonkar, 2007: 78). Bunların dışında girişim sermayesi olarak oluşturulmuş, Busuness Start-up (BSS) ve Busuness Expansion Scheme (BES) gibi kamu fonları vardır. 1982 yılında uygulamaya konan BSS’in amacı, 5 yıldan genç ve borsaya kote olmamış teşebbüslerin hisselerini satın alan özel yatırımcılara vergi kolaylıkları getirmektir. Beş yıldan genç olma sınırı 1982 yılında kaldırılmış ve 1983 yılında program Business Expansion Scheme (BES) olarak yeniden düzenlenmiştir.

BES dışında, küçük ama ileri teknoloji üreten işletmeleri desteklemek amacıyla 1981’de mevcut iki kamu kuruluşu; Ulusal Araştırma ve Geliştirme Şirketi “The National Resarch and Devolopment Corporation” ile Ulusal Girişim Kurulu “The National Enterprise Board” birleştirilerek İngiliz Teknoloji Grubu (British Technology Group-BTG) kurulmuştur.

İngiltere’de girişim sermayesi fonları, kamu ve özel sektör kuruluşlarının yatırımlarından oluşmaktadır. Gerek hukuki açıdan gerekse mali açıdan Avrupa’da girişim sermayesi sektörünün gelişebilmesi için en uygun ortamın bulunduğu ülkedir. 1980’li yıllarda, kurumlar ve gelir vergisi oranlarında azalmalar yapılmıştır. Bunun sonucunda, küçük firmalar için gelişme potansiyeli oluşturulmuştur. Aynı durum 1990’lı yıllarda da devam etmiş ve faiz oranları, enflasyon ve vergi indirimleri ile küçük firmaların büyümesi teşvik edilmiştir.

2000 yılında dot.com krizi ile birlikte olumlu gelişmeler tersine dönmüştür. Bu krize ek olarak, yatırımlarda yaşanan başarısızlıklar, yatırımcıların risk iştahlarındaki azalma ve daha büyük yatırımlara yönelme, girişim sermayesi fonlarında önemli düşüşe neden olmuştur.

İngiliz girişim sermayesinin tarihi, piyasa başarısızlıklarının büyük olduğu 1929'da başlar. Firma finansmanı ilk Maliye ve Sanayi Komisyonu (Macmillan Komitesi) tarafından kabul edilmiştir. Endüstriyel ve Ticari Finansman şirketlerinin oluşturulmasını finanse etmek için 1945'te bankalar ve İskoç bankaları birleşti. İngiltere Bankası bu formasyonu baştan beri destekledi ve ICFC, İngiltere'nin en büyük girişim sermayesi fonlarından birisi haline gelmeyi başardı (Aktaş, 2014: 161). “Avrupa ülkeleri içerisinde girişim sermayesi açısından en gelişmiş ülke İngiltere'dir. İngiltere'deki bu sermayenin kaynağını büyük holdingler, devlet, yöresel kalkınma üniteleri ve bireyler oluşturmaktadır” (Çonkar, 2007: 78). Bunların dışında girişim sermayesi olarak oluşturulmuş, Busuness Start-up (BSS) ve Busuness Expansion Scheme (BES) gibi kamu fonları vardır. 1982 yılında uygulamaya konan BSS’in amacı, 5 yıldan genç ve borsaya kote olmamış teşebbüslerin hisselerini satın alan özel yatırımcılara vergi kolaylıkları getirmektir. Beş yıldan genç olma sınırı 1982 yılında kaldırılmış ve 1983 yılında program Business Expansion Scheme (BES) olarak yeniden düzenlenmiştir.

BES dışında, küçük ama ileri teknoloji üreten işletmeleri desteklemek amacıyla 1981’de mevcut iki kamu kuruluşu; Ulusal Araştırma ve Geliştirme Şirketi “The National Resarch and Devolopment Corporation” ile Ulusal Girişim Kurulu “The National Enterprise Board” birleştirilerek İngiliz Teknoloji Grubu (British Technology Group-BTG) kurulmuştur.

İngiltere’de girişim sermayesi fonları, kamu ve özel sektör kuruluşlarının yatırımlarından oluşmaktadır. Gerek hukuki açıdan gerekse mali açıdan Avrupa’da girişim sermayesi sektörünün gelişebilmesi için en uygun ortamın bulunduğu ülkedir. 1980’li yıllarda, kurumlar ve gelir vergisi oranlarında azalmalar yapılmıştır. Bunun sonucunda, küçük firmalar için gelişme potansiyeli oluşturulmuştur. Aynı durum 1990’lı yıllarda da devam etmiş ve faiz oranları, enflasyon ve vergi indirimleri ile küçük firmaların büyümesi teşvik edilmiştir.

2000 yılında dot.com krizi ile birlikte olumlu gelişmeler tersine dönmüştür. Bu krize ek olarak, yatırımlarda yaşanan başarısızlıklar, yatırımcıların risk iştahlarındaki azalma ve daha büyük yatırımlara yönelme, girişim sermayesi fonlarında önemli düşüşe neden olmuştur.

İngiltere Girişim Sermayesi Derneği (BVCA), Birleşik Krallık'taki özel sermaye ve risk sermayesi sektörünün savunuculuğu bir sanayi kuruluşu ve kamu politikasıdır.

Otuz yılı aşkın bir süredir, endüstriyi temsil ettik ve otoriter araştırma ve analizler, özel yayınlar, uzmanlık eğitimi, güncel konferanslar ve en iyi uygulama standartları sağladık.

"Üyeliğimiz, 325'ten fazla özel sermaye ve risk sermayesi konutu ile kurumsal yatırımcılar, profesyonel danışmanlar, servis sağlayıcılar ve uluslararası dernekler dahil olmak üzere 750'den fazla etkili firmadan oluşmaktadır. Büyüyen işletmelere sermaye ve uzmanlık sağlamak, potansiyelin kilidini açmak ve endüstrimize doğrudan ve dolaylı olarak yatırım yapan milyonlarca kişiye daha fazla getiri sağlamak için birlikte çalışıyoruz." şeklinde kendilerini tanımlamaktadırlar.

www.bvca.co.uk